Perde Arkasındaki Bir Devletlünün Biyografisini Yazmak: Gizem ve Önyargılarla Mücadele
Perde Arkasındaki Bir Devletlünün Biyografisini Yazmak: Gizem ve Önyargılarla Mücadele
Biyografi Enstitüsü Nasıl Yazdım Seminerlerinin sekizincisi 26 Ocak 2023 Perşembe günü saat 18.00’de Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Üsküdar Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Seminerin konuğu Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Süheyla Yenidünya Gürgen yazmış olduğu “Devletin Kahyası, Sultanın Efendisi Mehmed Said Hâlet Efendi” isimli kitabı üzerinden biyografi çalışmalarını değerlendirerek, tecrübelerini paylaştı.
Dr. Öğr. Üyesi Süheyla Yenidünya seminerde temel olarak “Halet Efendi’nin Hayatı İdarî ve Siyasî Faaliyetleri (1760-1822)” başlıklı doktora tezinden üretilen kitabında perde arkasındaki bir devletlünün, bir Osmanlının biyografisini nasıl yazdığını, hakkında çok fazla itham ve dezenformasyon olan birini yazmanın getirdiği önyargılarla nasıl mücadele ettiğini anlattı.
Süheyla Yenidünya öncelikle, biyografi çalışmanın zorluklarına değindi. Doğu-batı medeniyetindeki farklılıkların, devletin bireyi muhatap alma şekillerinin, toplumsal tavırların, geleneklerin, ayıp, günah, itiraf gibi kavramların biyografi yazmayı zorlaştırdığına işaret etti. Yenidünya, biyografinin ham maddesi insan olduğu için ve insan birçok benliği olan bir organizma olduğu için biyografi yazmanın zor olduğunu kaydetti.
Biyografi çalışmalarında genellikle kahramanların hayat hikâyesine yer verildiğine dikkat çeken Yenidünya, anti-kahramanlar ya da kötülerin hayatının yazılması konusundaki ön yargılara kendi deneyimi üzerinden örnekler vererek işaret etti.
Seminerin konuğu, biyografi yazarken doğruya en yakın cevapları bulmak için olay örgüsünü tek bir kişi üzerinden okumamak gerektiğini olayların bütün aktörlerini dikkate alarak okumanın önemini aktardı.
Süheyla Yenidünya daha sonra, konuyu biyografın biyografisini yazdığı kişiyle özdeşleşme, ona kendisinden bir şey katma, onu aklama gibi eğilim gösterme sorunlarına getirdi. Yazarın biyografisini yazdığı kişiyle ilgili bu tür düşünce ve algıya kimi zaman kapılabileceğini ifade eden Yenidünya, bunun geçici bir durum olduğunu kaydetti.
Biyografın görevinin biyografisini çalıştığı kişinin üzerine bir örtü daha çekmek daha olmadığını ifade eden konuşmacı, bilakis biyografın görevinin kroniklerde, kaynaklarda, belgelerdeki sübjektif katmanları aralamak olduğunu söyledi.
Süheyla Yenidünya, biyografi yazarının dikkat etmesi gereken hususlardan birisinin de biyografide ilişkili olaylar ve ilişkili kişilerin ağırlığı noktasında dengeyi korumak olduğuna dikkat çekti. Konuk, biyografisi yazılan kişinin devrinde yaşanan olaylar çok fazla öne çıkartılırsa siyasi tarih yazılmış olacağını, kendisi çok ön plana çıkartıp o olaylar görmezden gelinirse biyografinin eksik kalacağını belirtti. Biyografın görevinin, olayları çok iyi tahlil edip o kişinin o olaya etkisi oranında çalışmaya olayı yerleştirmek olduğunu kaydeden Süheyla Yenidünya, aynı şekilde biyografisi yazılan kişinin teşrik-i mesaide bulunduğu kişilerin de dengeli bir biçimde biyografide yer verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Seminerin konuğu ayrıca, biyografi çalışırken küçük alt başlıklara odaklanarak çalışmanın kolaylaştıracağına ancak bunu yaparken bütünün gözden kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Konuşmacı yine, insan tutarlı bir varlık olmadığına, sürekli değişen dönüşen bir varlık olduğuna bu yüzden de biyografi çalışmalarında biyografisi yazılan kişi doğumundan ölümüne tek bir çizgide ilerliyormuşçasına tutarlılık aramanın ve çalışmada tutarlılığı yansıtmaya çalışmanın zor ve sıkıntılı olduğuna değindi.
Dr. Öğr. Üyesi Süheyla Yenidünya son olarak, biyografi çalışması yapan genç araştırmacılara özellikle farklı alanlarda okuma yapmalarını, tek bir konu, olay veya kişi üzerinden okuma yapmamalarını, kendilerini çok çeşitli kaynaklarla beslemelerini ve sorular üretmelerini tavsiye etti.
Seminerin konuğu Süheyla Yenidünya sunumunu tamamladıktan sonra kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Seminer, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Çelik’in Biyografi Enstitüsü adına konuğa hediye takdimi ile son buldu.